15 Şubat 2011 Salı
ZAMANSIZ AŞK
EY AŞK... EY AŞK... SÖYLE KAVUŞMAMIZ NE ZAMAN
12 Şubat 2011 Cumartesi
mutluluktan bir haber ver dilek taşı
neyi istediysem bu hayatta
hep yarım kaldım, hep kırık
oysa
sadece aşkın derdindeydim
gittiğim tüm yollar kapalı
kolum kanadım kırık...
çaresizim
kimsesizim
sessizim
sensizim...
her yerde sana ait bir şey var
gözlerimde
yüreğimde
saatlerde
yıldızlarda
filmlerde
şarkılarda...
dönüp baktığımda
yanıyorum
her şey bu kadar sen olmuşken
meğer sen hiç olmamışsın
sana seslenirken kırık bir bestede
sen
kendini dinlemişsin
dilin tekrar etmiş de o sözleri
yüreğin sağır kalmış sesime
kendi sesimle kendimi incitmişim...
sağa sola vurmuşum
son çırpınış misali
karaya vuran "balina" gibi
acı acı çığlık atmışım
yürekleri yakmışım
incinmişim
incitmişim
aslında
hiçten öte bir hiçmişim...
sevmiştim
"ayının" yavrusunu sever gibi
boğmuşum yok etmişim sevdiklerimi
sonra sitem etmişim onların yokluğuna...
onları yok eden ben değilmişim gibi...
kimi sevsem
sonsuz sevdim
yarınsız
geleceksiz...
fark etmediğim
sevdiklerim benim yarınlarımda boğulmuş
ben bunu görmedim....
ağır sevgiler yükledim
sevdiklerime
ağır sevgi sorumlulukmuş
ben bunu bilmedim...
bencildim tüm sevmelerimde
hep en çoğu olsun dedim
bugün az sevsem dünün; yarının da bugünde hakkı kalır dedim
daha çok sevmek onu yok etmekmiş
ben bunu hissetmedim...
çocuklar yetiştirdim içimde
her sevgi için, her gün için bir çocuk...
çocukça sevebilmek için
sevgiler peşinde koşarken
içimdeki çocuklar isyan etmiş ilgisizlikten
ben bu isyanı önemsemedim...
şimdiyse bu şarkılar dağlıyor içimi
neden?
ben hak etmedim mi bu kimsesizliği...
bu sessizliği...
değmez şimdi bu çirkin bedene
ölüm bile...
11 Şubat 2011 Cuma
işte en korktuğum an...
kalmanın daha acı verdiği bir yerden
yine pervasızca... sana seslenmek...
ve sensizliği hazmedebilmek
ahhh sevgili ahhh
yüreğim yangın yeri iken
seni soranlara gülümseyebilmek....
çocuktum büyüdüm
hayata aşkla tutundum
sonra o tutunduğum yerden yine hayatan koptum
koparılan yerlerimde yaralar oluştu
derin ve durmayan kanamalarıyla...
seni sardım
dağladı yüreğimi....
derken kabuk bağladı
çok geçmeden
başka yaralar peydahlandı...
ama şimdi kim yeni yaralar açsa
açılan son yaram o ilk yarama bağlandı....
kanadı
kanadı
kanadı....
şimdi yüreğim kanlar içinde
boğuyor oradaki herkesi...
ve bu feryad u figan
yüreğimin ağlayan sesi...
ey sevgili....
en sevgili...
hiçbir zaman anlayamadın kimsesizliğimi
koruyamadın o çocuk sevgiyi
acıdı
acıttı
yüreğim...
sana kalsa arsız bir serseri
oysa şimdi yalnız....
şimdi kor yeri....
gitmek mi zor kalmak mı
veyahut katlanmak mı???
bilmiyorum...
bildiğim tek şey...
bu defa
GİDİYORUM...
Gİ...Dİ...YO...RUM....
9 Şubat 2011 Çarşamba
yolun yokluğum ola ey yar
kapalı tüm yüzler..
yalnızım...
sessizim...
ıssızım....
oysa ne parçalanmışlıklardan arta kalmıştı bu yalnızlık bana
büyüyecekti sessizliğim
çığlık olacaktı...
olmadı
"gözlerim şah yolundan ayrılmaz....
ben de bu yayladan hey dost şaha giderim"
der Pir Sultan...
benim de yolum belli menzilim belli
gitse de bu gereksiz bedenimden bu kelle
o yar uğruna
yokluğa giderim
sessiz nakarat
yüreğim sessiz...
gitmek isterim
dizlerimin çaresi yok
yollar sessiz...
ey derdi dermanım olan yar
sesin yok cehennemimde
cennetim sessiz...
diyecek onca sözüm var ama
cümlelerim sessiz..
söylesem bilirim görmez gözlerin varlığımı
varlığında yok olan hiçliğim sessiz...
elim boş yüzüm kara
yangınam sana yar yangınam sana...
görmeyen gözlerinin karanlığında
sana giden yollar sessiz...
hayli oldu görmedi gözlerim seni
oysa ne yangınlar çıktı bu yürekte
ne fırtınalar koptu...
yoktun kaldım kimsesiz
her zaman ki gibi yoktun...
bana düşen azılı bir suskunluk içinde;
sevdam sessiz...
2 Şubat 2011 Çarşamba
düştüm aşk oduna ana dönerim yana yana...
sana yazılan bilmem kaçıncı okunmayan karalama daha...
aşk
neydi?
yanmaktı, kanmaktı, usanmaktı...
aşk
neydi?
sevmekti, aldanmaktı, yok olmaktı...
sahi..
aşk
neydi?
ahhh sevgili ahhh... herkesi geçip seni bulmaktı da o bulduğun şeyde kaybolmaktı...
ben hep seni aradım bir ömür,
seni bekledim de sen gelmedin sevgili...
bilsem geleceksin, geldiğinde gitmeyeceksin; bin ömür kurban olsun sana..
ama
sen yoksun sevgili
gelmen de bile yoksun..
gitmelerin canı cehenneme...
etraf bembeyaz... alabildiğine beyaz...
herkese masumiyeti, temizliği anlatıyor o beyaz...
ben de ölüm, ben de yokluk...
ben de artık sensizliğin adı beyaz...
yoksun
gölgem gibi yoksun
mumun dip karanlığı gibi yoksun
kayan yıldızın yokluğu gibi yoksun
dünyanın varlığı gibi yoksun...
yoksun
yoksun
yoksun
sanki kaybolmuşsun...
ölmüş gibi yoksun...
ama ölüm değil bu yokluğun...
doğuştan kör gibi değil bu yokluk
sonradan kör olmuş gibi...
biliyorum seni...
ama yoksun...
ya Rab... yok eyle sen de beni...
senden vazgeçme evresindeyim
biliyorum bir gün bu acı da yok olacak sen gibi...
ama yanıyorum...
nefesim donan bu soğukta yanıyorum...
ve donacak bu yüreğim sonunda; içindeki sen gibi...
bitecek acılarım... peki ya umutlarım...
sen hiç olmamalıydın
bilmemeliydim
görmemeliydim....
hani dedim ya
aşk
neydi?
aşk vazgeçmekti sevgili...
mazide kalan tüm samimi duygulardan....