17 Kasım 2010 Çarşamba

hayalet sevgili

neredesin sevgili ?
bilmesem daha iyiydi seni,
her gece aynı şey olmaz ki
önce hatıralar çıkıyor beynimden; sonra canlanıyor her şey
her şey bir bir sen oluyor...
tam değecekken senin benliğine, yok oluyorsun...
mahvoluyorum sen gidince
kulağımda bir melodi;
"insan bin kere mi yanıyor bir kere sevince..."
her saniyemde sen varsın sevgili
soluk soluğa yalnızım halbuki...
bin kere ölürken bir kere ölmeye açım şimdi...
gece karanlık, sisli, boğuk
yüreğim sensiz koca bir yokluk...
bir bilseydin senin için nelerden geçtiğimi;
varlığından geçip gelirdin kapıma
oysa şimdi
oysa şimdi....
neredesin sevgili?
bilsem yoksun, aslında hiç olmamışsın eyvallah....
ama biliyorum sevgili
biliyorum
kanım gibi, canım gibi varsın
karşımdasın....
ama yoksun
yoksun
yok.... sun
neredesin sevgili?
bir umut gece 12'de yok olursun diye bekliyorum
oysa sen an be an daha da canlanıyorsun...
gene karanlık
gene ıssızım
saat sensizliğin demi....
gelme sevgili,
bari bu gece gelme, emi....?
                                  yalanlarıma kanma
                                  beni sensiz bırakma

gitme

zaman...
ne kadar acı ve yakıcı...
sen de yoksun
ve hiçbir şey bilmiyorsun
şimdi burnumda kül kokusu
bilmek istiyorsan şayet
yüreğim yandı doğrusu.....

11 Kasım 2010 Perşembe

sorma be canım!

 uzun uzun havayı soludum şimdi...
düşündüm düşündüm düşündüm...
bir hata yaptım; ama nerede diye?
sonra yürüdüm yürüdüm yürüdüm...
insanlar mecburiyetten yanımda
olmak istedikleri için değil...
insanlar yalnızlığımın bir parçası aslında...
yürüdüm yürüdüm yürüdüm...
Necip Fazıl gibi kaldırımlara daldı gözüm
24 saat içinde kimbilir kaç yüz ayak değdi onun da üzerine
izleri kaldı yüzünde benim gibi...
ama o da yalnız...
her gece vakti...

şimdi karanlık vakti...
ne demiş üstad!
                 " Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
                   Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
                   Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
                  Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları."

ağzımı açsam anlarlar mı lisanımı?
sanmam
herkesin beyninde bir sözcük
"ama haklıydım!"
peki ben ne düşündüm de kızdım......
işte bunun cevabı koca bir boşluk...
"ama ben haklıydım!"
evet doğru...
iyisi mi
sorma be canım...
sorma
pişmanım bugün

7 Kasım 2010 Pazar

muhabbetin kudretini ben böyle bilmemişem

kaybetmek mi daha kötü,
kaybetmemek için kazanmayı reddetmek mi????

zaman mı bu denli kötü,
yoksa yüreğimin ta kendisi mi???

nasıl bir girdaptır bu ya Rab,
anlayamıyorum hiçbir şeyi...

şimdi herkes yabancı bana, herkes yalancı
üst üste geliyor her şey,
dayanamıyorum,
katlanamıyorum,
çekip gitmek istiyorum
adı konulmamış
mekanı belirtilmemiş
en uzak diyarlara...

halbu ki herkes eskisi gibi
eskisi gibi de değişen ne,

bilmiyorum



zaman geçmezken kimbilir kaç gecem geçti
günüm geçti
geçti kelimesinin bu denli kullanıldığı bir hayatta
aslında hiçbir şey geçmedi...

bir arzu

Yeni doğmuş bir bebek gibi uyumaya ihtiyacım var,
Görüntü yok, anı yok, düş yok...
Yeni doğmuş bir bebek gibi,
Hayata en başından tekrar başlamak...
Heyhat, buna imkan yok.
...

...

Sen en çok bana sustun; ben en çok sana konuştum. Sana
benzemeye başladığımdaysa, bende içimi susarak döktüm. Yoksa içim
dökülecekti. Susacak hiçbir şeyin kalmadığında ise içindeki sessiz
diyaloglarla benden çekip gittin.


Benden gitmek mutlu edecekse eğer gidenleri, ben neyleyim artık gelenleri...

5 Kasım 2010 Cuma

devasal yalnızlık

http://fizy.com/#s/15ysq1


sus ey gönül
sus
kimse anlamaz seni
kimse bilmez derinliklerini
bir fırtına var şimdi
herkesin derdi sevdiği....

sus ey gönül
sus şimdi...

acılı bağırdan çıkan her söz
acıtır başka yüreği....

öyle bir derya ki balıklar balıklığını unutmuş
öyle bir dünya ki insanlar içinde benliğin kaybolmuş...

sus ey gönül
sus

sen aslında yok olan ama varlığı için çırpınan bir kişisin
sen aslında bu hayatta yanlışların üzerine atılan çiziksin

zamana bırak bir şeyleri ve artık öğren susmayı
yoksa var saydığın herkesin gözünde "koca bir hiçsin"
doğru tarafın yok, yanlışlıklarının ise sınırı yok

sus
sus
sus
sus
sus
sus


.......

3 Kasım 2010 Çarşamba

ah küçük

bana bak küçük
zamanında yazılmıştı ya defterine
"biz büyüdük kirlendi dünya!" diye
şimdi yırt at o sözcüklerin hayatında bıraktığı izleri...
sen kirletmemeye bak başka hayatları
ne çok yaktın canını küçük...
oysa "cıssss" demişlerdi sana, dokunma demişlerdi
bile bile yaklaştın, dokundun ...
ağlarsam bana bakan olur, ilgi artar diye mi umdun yoksa....?
ahhhh küçük ah
yalnızlaştın değil mi?
kimse katlanmadı acı acı çığlıklarına değil mi?
çok küçüksün daha...
merak etme zaman geçtikçe ilk önce gözyaşın dinecek
sonra
çığlıkların
ve
normal gelecek o sızı
derken
bir gün geçecek
hatta 
tam ohhh dediğin anda daha büyük bir acı yakacak içini kimbilir?
sadece bekle
ve 
inan
geçecek...
"ne zaman büyüyeceksin sen?" diyenlere aldırma
büyüme
büyüme ki kirlenmesin bu dünya