10 Ağustos 2012 Cuma

... sen silemezsin

sus/ma beni kendinde s/akla
bir yaz gecesinde ağuıstosun sıcağında
kül bir özlem çığlığında


sözüm olmaz artık sana şiirim olmaz
susar dilim
susar içim
sana
dönülmez yolun son sapağındayım

elvedasız bir bitişin sus kenarında

... sen göremezsin
ben  oradayım...

sus dilinde avaz
ayazla söndürdüğün bir zemheri ocağında

bu son şiirdir aşka yazdığım
öznesi çoktan geçmiş
zamanda nesnesiz
kendimi geçirip senden
a
s
t
ı
m
ilk mısraya

son hecemde can verirken
çok geç
yüreğime attığın düğümleri sen artık çözemezsin

2 Ağustos 2012 Perşembe


çift bilinmeyenli yalnızlık

hayat susmayı öğretmedi,öğrenince acı geldi sana küçük kız. ne olurdu sessiz olarak doğsaydık
ağlamalıydık
orada bile,ağlamazsak yerdik götümüze bie şaplak. iyi de neden? ağlamayı öğrendik daha o ilk anda. ağlamazsan altın değişmez dendi sonradan, atalar bir söz söyledi "ağlamayana meme yok." ağla ağla ağla ağla.... iyi de neden? ağlamayı öğretirken hayat o ilk dakikalarında sonra sus dedi. haksızlık yapıldı sus dedi, sevgimizi birileri ezdi geçti sus dedi. ağla diyen hayat sus dedi bu seferde. kendi limanlarımızı yarattık. artık her yerde susup o limanlarda ağladık. herkes birer birer yalana gark olmuştu. dostlar da edinemedik. cana can katan yar da..... yalnızlaştık büyüdükçe. yalnız doğduğumuz bu dünyada kalabalıklar içinde sığındık yalnızlığımıza. ne umudu gördük, ne mutluluğu.... umut bir erkek adı oldu saadet kız adı. dünyanın hiçbir yerinde umut saadeti bulamadı...